İletişim

2025 Nisan’ında Malatya’da Kayısı Donu: Sessiz Bir Felaketin Ardından

Malatya’da baharın müjdecisi olarak bilinen kayısı çiçekleri, bu yıl maalesef baharın coşkusunu değil, felaketin habercisi oldu. 11-12 Nisan gecesi yaşanan ani sıcaklık düşüşü, yer yer -6 dereceye kadar indi. Beraberinde gelen kar ve fırtına, kayısı üreticilerinin yıllık emeğini bir gecede yok etti.

Zaten bir haftadır çiçek açmış olan ağaçlar, bu don olayına hazırlıksız yakalandı. Özellikle Malatya merkez ve Pütürge gibi yüksek kesimlerde, kayısı çiçeklerinin büyük çoğunluğu zarar gördü. Çiçeklerin dökülmesi, bu yılki meyve veriminin büyük oranda yok olduğu anlamına geliyor.

Tarlasında sabahlayan birçok üretici, sabah karşılaştığı manzara karşısında gözyaşlarını tutamadı. Bir kadın üreticinin “Mazot boş, gübre boş, ne yapacağız şimdi bu ağacı? Her şey boşuna gitti” sözleri, sadece ekonomik bir kaybı değil, umutların da donduğunu gösterdi.

Uzmanlara göre bu derece şiddetli bir don, sadece o yılki mahsulü değil, ağaçların gelecek yılki verimliliğini de etkileyebilir. Çiçek dönemi gibi hassas bir süreçte yaşanan soğuklar, tomurcuk gelişimini baskılar, ağacın fizyolojisini bozar.

Malatya Ticaret Borsası ve üretici birlikleri, rekolte tahminlerini yeniden gözden geçirmeye başladı. Donun etkileri nedeniyle 2025 ihracat sezonunun ciddi bir darbe alacağı konuşuluyor. Hasar tespiti henüz tamamlanmadı ancak yerel kaynaklara göre bazı bölgelerde %80’e varan kayıplar yaşanmış durumda.

Bu felaketin ardından üreticiler, sigorta sistemlerinin yeniden yapılandırılmasını, acil afet destek programlarının devreye alınmasını ve don riskine karşı erken uyarı sistemlerinin daha yaygın kullanılmasını talep ediyor. Öte yandan, doğrudan müdahale yöntemleri (saman-lastik yakma, sisleme vb.) gibi geleneksel önlemler de tartışılıyor, ancak bu gibi ani ve sert donlarda çoğu zaman yetersiz kalıyor.

Sonuç olarak: 2025 Nisan’ı, Malatya kayısı tarihine kara bir sayfa olarak geçti. Doğayla bu mücadelede, insan emeği bazen çaresiz kalabiliyor. Ancak alınacak doğru önlemler ve güçlü bir tarım politikası ile bu felaketlerin etkisi hafifletilebilir.

Bir yanıt yazın